Hayatında boşluk dediğin dönemlerin sessiz bir dili vardır. eksik kalmış bir cümle değil, yarım bırakılmış bir hikâye hiç değil. Bazen zaman senin için sadece durmak ister.
Ne tamamlanmak ister ne de açıklanmak.
Sadece durmak!
Üzerlerine etiket yapıştırmadan, anlam aramadan, “burada ne olmalıydı?” diye sormadan, arayışa girmeden…durmak.
Hayatımı şekillendiren en etkili deneyimlerimden öğrendiğim en kıymetli gerçek bazı sorular, sorulmadığında çok daha anlamlı.
Hayatımda var olmayan şeylerin de bir dili olduğuna inanıyorum, hatta bunu yaşayarak öğreniyorum. Sessizliğin, eksikliğin, askıda kalmış hâllerin kendine ait bir anlatımı olduğunu görüyorum.
Duygular, düşünceler, hasarlar, kazanımlar, başarılar ve kayıplar… hepsinin hayatınızda katılaşma süreci var. bu ruhsal savaşta kazanım sağlayabilmek için aldığımız hasarları kazanıma çevirmek için o nefes alacağımız boşluklara ihtiyacımız var omurganızıda oluşan hasarların iyileşmesine, dikleşmesine ve kemikleşmesine hizmet ettiği bir sürece.
Hiçbir şey eklemeden, hiçbir şeyi zorlamadan kendini tam hissettiğiniz bu boşluk halinin size kazanımını yola devam ederken fark edeceksiniz.
O yüzden en güçlü kazanımımın bana öğretmiş olduğu en kıymetli çıkarımım “bazı boşluklar, doldurulmak için değil sadece durmak içindir”
lizacakir
