ben bir uçurtmayım uçmaya tutkulu;
ben bir uçurtmayım sevildikçe süslendiğim,
unutulunca yolunu kaybeden, fark edildiğinde yine uçsuz bucaksız hayallerinde süzülen… sonra yine unutulan, vazgeçilen ve dengesini kaybedip yavaşça hayallerinden aşağıya süzülen… sessizce süzüldüğü için fark edilmeyen ve işte daha fazla direnemeden ağaçların dallarına takılan uçurtmayım ben…
her dalın bedeninde açtığı çiziklere anlam veremeden,o çok sevdiği süslerini kaybetmenin kaygısıyla daha da sessizleşen uçurtmayım ben…
ıssız, sessiz, eşsiz maviliklerde neşeyle dalgalanan her bakanı kendine hayran bırakan süsünden 1 parça koparmasına rağmen yalpayarak da tekrar yükseleceği an a hasret uçurtmayım ben.
ağacın dalları canını çok mu acıtmıştı gerçekten? Yoksa hala fark edilmediğine mi daha çok canı acımıştı? bunu ayırt edemeyen…bir uçurtmayım ben.
ipi en sevdiklerinin ellerinde; kendi haline bırakılan…en güvendiklerinden yara alan ve o yaraya rağmen hep suçu rüzgara atan bir uçurtmayım ben…
uç dediklerinde uçan , dur dediklerinde hoyrat rüzgarlara baş kaldıran uçurtmayım ben; o gergin ipin canını çok acıtmasına aldırış etmeyen… o uçurtmayım …
….yüzleşme:
şimdi bıraktılar mı ipimi? vaz mı geçtiler benden? “o zaten uçar” mı dediler? Uçamam! ben canımı acıtan o ipe güvendiğimden, tek başıma uçamam!
…savruldum rüzgarla, korktum, onlar yine uzaktan baktılar ama korkumu hiç görmediler… uçtu işte dediler… yalpaladım, ona bile çok eğlendiler… çok güldüler…
ve işte düştüm… yine takıldım bir ağacın dalına, şimdi ipimi çeken de yok canımı acıtan da … ama şimdi yolumu kaybettim ben … bulsunlar diye bekledim… beni izlemekten mutlu olduklarını görmüştüm… o gözlerde o ışıltıyı görmüştüm ben…güvenmiştim o ipi hiç bırakmayacaklardı?
saatler geçti, günler geceye döndü, hafif rüzgar esti bi havalandım sanki burdaydım… “görün beni!”…
görmediler…
haftalar aylar yıllar geçti süslerim soldu ümidim kurudu… tutsalar un ufak olurdum şimdi … iplerim dolanmış her yerime boğuluyorum…
…
bir sabah ansızın güneş bana da gülümser belki, bir kuşun gagasında yükselirim masmavi yeni umutlara, iplerim çözülür yarınlara, kanayan her yarama kuş tüyleri yapışır belki. Belki zaman ilaç olunca yarlar sertleşir zamanla kim bilir?…
umut! yeniden uyanış:
şimdi un ufak acılarıma kuş tüyü taktığım… takıştırdıkça sevdiğim, sevdikçe şükrettiğim BEYAZ TÜYLÜ UÇURTMAYIM ben…
evet bugün hayran olduğunuz o beyaz tüylü uçurtmayım…
tüylerinden tanıdığım uçurtmalara sevgilerimle…
lizaçakır
